Türkiye Diyetisyenler
Derneği’nin Koronavirüs (Covid-19) Hakkında Beslenme Önerileri
1. Genel Beslenme Önerileri
Dünya
Sağlık Örgütü’nün artık bir pandemi olarak kabul ettiği koronovirüs hastalığı
(Covid-19) ülkemizde de önemli bir halk sağlığı tehdidi oluşturmaktadır.
Koronavirüsün bulaşmasını tek başına engelleyebilecek veya tedavi edebilecek
herhangi bir gıda olmasa da; sağlıklı ve dengeli beslenmenin, fiziksel aktivite
ve düzenli uyku ile beraber bağışıklık sistemini güçlendirdiği kanıtlanmıştır.
Sağlıklı
beslenme, koronavirüs pandemisi bağlamında değerlendirildiğinde ülkemiz için
sağlıklı bireylere yönelik öneriler aşağıdaki gibidir;
1.1.Karantina Uygulamalarında
Sağlıklı Beslenme Önemlidir
Covid-19
ile ilgili bilinen en net uygulama her türlü temasın minimuma indirildiği
sosyal izolasyon olduğu için, birçok küresel sağlık kuruluşu herkese olası
karantina uygulamalarını da kapsayacak şekilde en az iki haftalık ilaç ve gıda
bulundurulmasını önermektedir. Alınacak gıdaların olabildiğince besleyici, raf
ömrü uzun ve dayanıklı olması uygun olacaktır. Bu zor dönemi olabildiğince
rahat atlatmak için seçilecek gıdaların protein, lif, vitamin, mineral ve
antioksidanlardan zengin olması dengeli beslenme yönünden büyük önem
taşımaktadır.
1.2.Sebze ve Meyve Tüketimi Ön
Planda Tutulmalıdır
Dayanıklı gıda dendiğinde akla hemen gelmese de; aslında günlük yeterli sebze ve meyve tüketimi her gün ve her öğün sağlanmalıdır. Sağlık Bakanlığı’nın girişimiyle Beslenme ve Diyetetik bölümlerinden uzman hocalarımızın hazırladığı Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nin önerileri bu konuda en güncel kaynaktır. Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde önerilen Sağlıklı Yemek Tabağı’na göre her ana öğünde tabağın bir çeyreği sebzelerden, diğer çeyreği tam tahıl ürünlerinden ve kalan yarısının eşit üç parça halinde meyvelerden, yüksek proteinli gıdalardan (kurubaklagiller, et, yumurta, balık, tavuk, yağlı tohumlar, vb.) ve süt ürünlerinden (süt, yoğurt, ayran, peynir vb.) gelmesi önerilmektedir (Şekil 1). Bunların yanı sıra yeterli su tüketiminin sağlanması ve günlük beslenmede zeytinyağı kullanılması önerilmektedir.
Bu bilgiler ışığında yiyecek alışverişlerinde sebze ve meyveye
ağırlık verilmelidir. Taze sebze ve meyvenin bir kısmının daha sonra
tüketilmeye ve/veya pişirilmeye uygun miktarlarda dondurularak saklanması da
evden uzun süre çıkılamayan durumlarda sağlıklı beslenmenin sürekliliğinin
sağlanabilmesi için gereklidir.
1.3.Mevsime Uygun ve Dayanıklı Sebze
ve Meyveler Satın Alınmalıdır
İçinde
bulunduğumuz mevsim düşünüldüğünde uzun süre dayanabilecek bazı sebzelere
karnabahar, lahana, kabak, brokoli, biber, turp, havuç, patates; meyvelere ise
elma, portakal, greyfurt, mandalina, olgun olmayan muz örnek verilebilir.
Özellikle narenciye grubu meyveler bağışıklık sistemini destekleyici C
vitamininden zengin olduğu için bu meyvelerin tüketimine ağırlık verilmeli,
mümkünse yemeklere taze limon sıkılmalıdır. Dayanıklı sebzelerin raf ömrünü
uzatmak için yıkanmadan ve kesilmeden buzdolabında saklanmaları gerekmektedir.
Bunlara ek olarak kuru meyve, kuru bamya, patlıcan, biber, domates gibi gıdalar
da raf ömrü uzun; lif ve mineral kaynağı gıdalar olduğu için evde bulundurulmak
faydalı olacaktır.
1.4.Kuru Baklagiller Her Gün
Tüketilebilirler
Oldukça
dayanıklı ve besin değeri yüksek bir başka protein kaynağı alternatifi ise kuru
baklagillerdir. Yeşil, kırmızı mercimek, nohut, fasulye çeşitleri, barbunya,
vb. gıdalar her gün tüketilebilirler. Yalnız, pişirme süresi uzun olabilen bu
ürünlerin önceden büyük miktarlarda haşlanıp daha sonra hızlıca pişirilebilecek
şekilde buzlukta saklanması kuru baklagillerin tüketimini kolaylaştıracaktır.
Konserve olarak da alınabilecek bu ürünlerin evde hazırlanması, konserveden başka
alternatifi sınırlı olabilecek ürünler düşünüldüğünde Türkiye’de önerilerin
oldukça üzerinde seyreden tuz tüketiminin azaltılması açısından daha uygun
olacaktır.
1.5.Haftada İki Kere Balık
Tüketimi Önemlidir
Haftada
en az iki defa tüketilmesi önerilen balığın tazesinin bulunamadığı durumlarda
donmuş veya konserve ton balığı alternatiflerinin karantina durumlarına karşı
evde bulundurulması önerilebilir. Zengin protein kaynakları olan kırmızı et ve
kümes hayvanlarının etlerine kıyasla balık, daha fazla yağ içerebilmesine
rağmen genel olarak aynı miktardaki kırmızı ve beyaz etlerden daha az enerjiye
sahip olduğu için de tüketiminin artırılması gereken yiyeceklerdendir.
1.6.Kaliteli Hayvansal Protein
Tüketimine Yönelik Tavsiyeler
Yumurta
ve peynir çeşitleri de uygun koşullarda saklandığında uzun süre dayanabilen
kaliteli hayvansal protein içeren gıdalardır. Hastalıklara neden olan virüs ve
bakterilere karşı vücudun önemli savunma mekanizmalarından olan antikorların
görevlerini yerine getirebilmeleri için her gün yeterli protein alınması
gerekmektedir. Bunlara ek olarak probiyotik takviyeli yoğurt ve kefir gibi
ürünlerde bulunan faydalı mikroorganizmalar da bağışıklık sistemini
destekleyici etkide bulunabildikleri için özellikle bu dönemde sevenlerce
tüketilebilir.
1.7.Tüketimi Sınırlandırılması
Gereken Yiyecek ve İçecekler
Bu
dönemde tüketilmesi sınırlandırılması gereken yiyecek ve içecekler; kan
şekerini hızla yükselten şeker ve şekerli yiyecek ve içecekler, beyaz ekmek de
dâhil hamur işi ürünler, işlenmiş et ürünleri, aşırı tuz içeren besinlerdir
(hazır soslar, cips gibi tuzlu ürünler, patlamış mısır, tuzlu kurabiyeler,
vb.). Enerji içeriği yüksek alkollü içeceklerin de vitamin, mineral emilimini
olumsuz etkileyebildiği ve uyku problemlerine yola açabildiği için tüketimi
mümkün olduğunca sınırlı olmalıdır. Alkol tüketiminin koronovirüs enfeksiyonunu
önlediğine dair herhangi bir kanıt bulunmadığı gibi, içinde etil alkol yerine
metil alkol bulunan sahte içkiler de çok ciddi zehirlenmelere yol
açabilmektedir.
1.8.Yemek Hazırlarken Temizlik
ve İyi Pişirmek Önemlidir
Koronavirüsün
gıdalarla bulaştığına dair bir bulgu olmasa da gıda hazırlama süreçlerinde
temizliğin en üst düzeyde sağlanması, et ürünleri başta olmak üzere; pişen tüm
yiyeceklerin yüksek iç sıcaklığa erişmesi yani iyi pişirilmesi oldukça
önemlidir.
1.9.Günlük Yeterli Vitamin ve
Mineral Alımı Sağlanmalıdır
Son
olarak; yeterli vitamin ve mineral tüketiminin sebze, meyve, tam tahıl ve yağlı
tohumlar gibi yiyeceklerle sağlanması esas tercih edilecek yol olsa da;
Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde önerilen “Sağlıklı Yemek Tabağı”na göre
beslen(e)meyen kişilerin günlük vitamin ve mineral takviyesi almaları da bu
özel geçici dönemde bir alternatif olarak önerilebilir.
2. Sağlık Personeline Yönelik
Beslenme Önerileri
2.1. Sağlık
personelinin bağışıklığını geliştirmek için besleyici bir diyet sağlanmalıdır.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için yapılabilecek en önemli girişim yeterli
ve dengeli beslenmenin her gün ve her öğün sağlanmasıdır.
2.2.Sağlık
meslek mensupları koronavirüs pandemisinin ülkemizde önemli bir halk sağlığı
tehdidi oluşturduğu bu dönemde sebze ve meyve tüketimine bilhassa dikkat
etmelidirler.
2.3.Sağlık
personelinin iyi beslenmesinin sağlanması, gerektiğinde vitamin-mineral
takviyesi, probiyotik ve prebiyotikler gibi besin destekleri alarak görevlerine
devamın sürdürülebilirliğini sağlamaları gerekmektedir.
2.4. Sağlık
personelinin mümkün olduğunca çoğunluk oluşturmamaya gayret etmesi, toplantılar
için olabildiğince dijital platformları kullanmaları gerekmektedir.
3. Toplu Beslenme
Sistemlerindeki Uygulamalara Yönelik Öneriler
Covid-19
nedeniyle bazı toplu beslenme yapılan kurumlarda çalışanların beslenme
gereksinimleri kumanya ile sağlanmaktadır.
3.1.Kumanyaların
hazırlanmasında dikkat edilmesi gereken noktalar;
3.1.1. Servis
edilen grubun, servis edilen öğünü için gereksinimlerini karşılıyor olması,
3.1.2. Besin
çeşitliliğinin sağlanması,
3.1.3. Hijyen
kurallarının üretim zinciri, paketleme ve sevkiyat aşamalarında sağlanması,
3.1.4. Servis
edilen meyvelerin ve sebzelerin (domates, salatalık vb.) tekrar bir yıkama
işlemi gerektirmeyecek şekilde, dezenfekte edilmiş tüketime hazır olması,
3.1.5. Kumanya
paketi içinde, tek kullanımlık servis malzemeleri (çatal, kaşık, bıçak vb.),
peçete, ıslak mendil vb. malzemelerin bulunması,
3.1.6. Tüketim
saatine yakın bir saatte hazırlanmış olması tüketicilerin gereksinimlerinin
sağlıklı bir şekilde sağlanması için önemlidir.
Örnek Kumanya Menüsü;
Ton
balıklı sandviç, söğüş sebze (domates, salatalık), Meyve suyu, tahin helva
Izgara
köfte, söğüş sebze (domates, salatalık), Ayran, Şekerpare
3.2.Yemekhane ve Mutfak
Temizliği
Bu
dönemde tüm yemekhanelerin ve mutfakların temizliği yüksek risk göz önünde
bulundurularak sıklıkla ve ISO 22000 temizlik ve sanitasyon ilkelerine göre
yapılmalıdır.
3.3.Karantina Hastanesinde
Yemek Dağıtımı
3.3.1. Karantina
hastanesinde yemek dağıtımı tek kullanımlık önü kapalı önlük, maske, eldiven,
kolluk ve mümkünse tulum kullanılarak gerçekleştirilmelidir.
3.3.2. Hastalara
yemek dağıtımı tek kullanımlık servis kaselerinde yapılmalıdır.
3.3.3. Sağlık
personeline yapılan yemek servisinin, yemek salonlarındaki kalabalığı önleyecek
şekilde planlanması faydalı olacaktır. Kalabalığın önlenmesine yönelik servis
saati uzatılabilir.
3.3.4. Sağlık
personeline yapılan yemek servisinde yemek salonlarındaki masalar arası
mesafenin en az bir metre olması gerekmektedir.
3.3.5. Sağlık
personeline yapılan yemek servisinde çatal, kaşık ve bıçağın zarflar içinde,
içme suyunun kapalı bardak veya şişeler halinde, tuz vb. baharatların tek
kullanımlık paketlerde verilmesi gerekmektedir.
4. COVID-19 ile İlgili Klinik
Beslenme Tedavisi
(Aşağıda
paylaşılan öneriler Zhejiang Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin COVID-19 Önleme Ve
Tedavi El Kitabı’ından alınmıştır.)
4.1. Bağırsak
Mikroekolojisi Dengesi ve Beslenme Desteği
Bazı
COVID-19 hastalarında, bağırsak mukozasının doğrudan viral enfeksiyonu veya
antiviral ve anti-enfektif ilaçlar nedeniyle gastrointestinal semptomlar (karın
ağrısı ve ishal gibi) vardır. COVID-19 hastalarında bağırsak mikroekolojik
dengesinin bozulduğu ve laktobasillus ve bifidobacterium gibi bağırsak
probiyotiklerinde önemli bir azalma olduğu bildirilmiştir. Bağırsak
mikroekolojik dengesizliği bakteriyel translokasyona ve sekonder enfeksiyona
yol açabilir, bu nedenle mikroekolojik modülatörler ve beslenme desteği ile
bağırsak florasının dengesini korumak önemlidir.
4.2. Mikroekolojikler
kullanımı
(1)
Mikroekolojiler bakteriyel translokasyonu ve sekonder enfeksiyonu azaltabilir.
Baskın bağırsak bakterilerini artırabilir, bağırsak zararlı bakterileri inhibe
edebilir, toksin üretimini azaltabilir ve bağırsak mikroflora disbiyozunun
neden olduğu enfeksiyonu azaltabilir.
(2)
Mikroekolojiler hastaların gastrointestinal semptomlarını iyileştirebilir.
Dışkıdaki suyu azaltabilir, dışkı karakterini ve dışkılama sıklığını
artırabilir ve bağırsak mukozası atrofisini inhibe ederek ishali azaltabilir.
(3)
Eğer hastanelerinde mevcut ise bağırsak florası analizini yapılmalıdır. Bu
nedenle, sonuçlara göre bağırsak florası rahatsızlığı erken keşfedilebilir.
Antibiyotikler zamanında ayarlanabilir ve probiyotikler reçete edilebilir.
Bunlar bağırsak bakteri translokasyonu ve bağırsak kaynaklı enfeksiyon
olasılığını azaltabilir.
(4)
Beslenme desteği, bağırsak mikroekolojik dengesini korumak için önemli bir
araçtır. Bağırsak beslenme desteği, beslenme risklerinin, gastroenterik
fonksiyonların ve aspirasyon risklerinin etkili değerlendirmeleri temelinde
zamanında uygulanmalıdır.
4.3. Beslenme Desteği
Şiddetli
stres durumunda olan ciddi ve kritik derecede hasta COVID-19 hastaları yüksek
beslenme riskindedir. Beslenme, gastrointestinal fonksiyonlar ve aspirasyon
risklerinin erken değerlendirilmesi ve bunun sonucunda zamanında enteral
nütrisyonal destek hastanın prognozu için önemlidir.
(1)
İlk oral beslenme tercih edilir. Erken intestinal nutrisyon, beslenme desteği
sağlayabilir, bağırsakları besleyebilir, bağırsak mukozası bariyerini ve
bağırsak bağışıklığını geliştirebilir ve bağırsak mikroekolojisini koruyabilir.
(2)
Enteral nutrisyon yolu. Şiddetli ve kritik hastalarda sıklıkla karın şişliği,
ishal ve gastroparezi şeklinde ortaya çıkan akut gastrointestinal hasarlar
görülür. Trakeal entübasyonu olan hastalar için, pilor sonrası beslenme için
intestinal nutrisyon tüpünün yerleştirilmesi önerilir.
(3)
Nutrisyon solüsyon seçimi. Bağırsak hasarı olan hastalar için, bağırsak emilimi
ve kullanımı kolay olan önceden belirlenmiş kısa peptit preparatları
önerilmektedir. İyi bağırsak fonksiyonlarına sahip hastalar için, nispeten
yüksek kalorili tam protein preparatları seçilebilir. Hiperglisemi hastaları
için glisemik kontrole faydalı besin preparatları önerilmektedir.
(4)
Enerji sağlama. kg vücut ağırlığı başına 25-30 kcal, hedef protein içeriği
günlük 1.2-2.0 g/kg'dır.
(5)
Nutrisyon uygulama yöntemi. Besin maddelerinin pompa infüzyonu, düşük bir dozajdan
başlanmalı, kademeli olarak artırılıp, sabit bir hızda yapılamalıdır. Mümkünse,
intoleransı azaltmak için besinler beslenmeden önce ısıtılabilir.
(6)
Yüksek aspirasyon riski olan yaşlı hastalar veya belirgin abdominal
distansiyonu olan hastalar geçici olarak parenteral beslenme ile
desteklenebilir. İyileşme durumundan sonra yavaş yavaş bağımsız diyet veya
enteral beslenme geçilebilir.
Türkiye Diyetisyenler Derneği
Ek Önerileri:
1)
Kuru öksürük ve boğaz ağrısı şiddetlenen hastanın katı ve sert gıda alımı
azalabilir. Bu nedenle yumuşak, zenginleştirilmiş gıdalar ve oral enteral
beslenme destekleri hastaların besin ögesi ve enerji ihtiyaçlarını karşılamada
faydalı olabilir.
2)
Akut respiratuar distres sendromu (ARDS) gelişen hastalarda ESPEN ve ASPEN kriterleri
dikkate alınarak beslenme desteği uygulanabilir.
3)
Hastalarda organ yetmezliği geliştiği takdirde organ yetmezliği göz önünde
bulundurularak beslenme tedavisi planlaması yapılabilir.
Kaynak:
Teşekkür Ederiz.
http://www.tdd.org.tr/index.php/duyurular/69-covid-19-beslenme-onerileri
Seçilmiş Kaynaklar:
1)
Bakanlığı TS. Türkiye'ye Özgü Besin ve Beslenme Rehberi. Ankara: Hacettepe
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü. 2015:96.
2)
Zhejiang Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin COVID-19 Önleme Ve Tedavi El Kitabı; https://www.medimagazin.com.tr/templates/default/ckfinder/userfiles/files/pdf/covidelkitabi.pdf
3)
Insel PM. Discovering nutrition. Jones & Bartlett Publishers; 2013.
4) Dünya Sağlık Örgütü resmi websitesi: https://www.who.int/emergencies/diseases/novel-coronavirus-2019